Türkiye'deki Kutuplaşmalar

29 Ekim 2012 Pazartesi § 0



Günümüz Türkiye'sinin acı gerçeğini yavaş yavaş kabul etmeye başlayalım. Bizi o kadar güzel(!), içten içe, hissettirmeden kutuplaştırdılar ki şimdi çözmeye çalışsak Allah bilir kaç sene işin içinden çıkamayız. Bizi bu duruma sokanlar da kaostan beslenenler. 

Türkiye'yi geliştirmemek için kaostan beslenme şu an en etkili yol. Kaos çıkarmak için en çok sebebi olan ülke konumundayız; Laiklik, Atatürkçülük, baş örtüsü sorunu, alevi sorunu, kürt sorunu bu sebeplerden en büyükleri. Şu an bunları yazarken hatırlayamadığım büyük sorunlar da illa ki vardır.

Nedense hep bu sorunlar çerçevesinde kısır döngüdeyiz.

Bu sorunların en büyükleri ve bizi sürekli gerileten sorun; Atatürkçülük, Dincilik çekişmesi.  Bilinç altımıza öyle bir gerçeklik getirmeye çalışıyorlar ki ya dinci olacaksın ya da Atatürkçü. Sanki ikisini birden olmak yasak. Birilerine göre ya Allah’a ya da Atatürk’e tapmalısın. Oysa Allah’a şükür, Atatürk’e teşekkür diye bir seçenek de var. Tabi bu seçenek kaostan beslenenlerin işine gelmediği için her zaman gündemden uzak tutulmuş, bilinç altımızdan silinmeye çalışılmıştır.

Sorunları daha vahim bir hale getiren sorun ise karşıt görüşlerin birbirlerine fikirlerini, düşüncelerini anlatması yerine bir birlerine hakaretler ederek zıt görüşteki insanları kabul etmeyip, onları yok saymaktadır. Eğer karşıt görüşler birbirlerini dinlese daha da önemlisi onlara saygı duysa ülkemizdeki kutuplaşma bu kadar olmazdı.

Örnek vermek gerekirse; bir ateist dini inancının olmadığını söylediği zaman düşünce lincine uğruyor. Düşünce linci yerine bu arkadaşımızı karşımıza oturtup, neden dini inancının olmadığı, neden Allah'ın varlığını kabul etmediği sorulsa, bu sorulara paralel dinimiz ve Allah'ın varlığı güzelce anlatılsa daha iyi olmaz mı? 

Kafamdaki düşünceler şu an o kadar çok ki her birini anlatmak isterken konudan konuya geçmiş oluyorum. Bunun farkında olarak bir konuya daha geçiyorum:

Bugün 29 ekim 2012. Yani Cumhuriyetimizin 89. yılı. Ülkemizin 89. yaşını gururla kutlamamız gerekirken, ülkenin dört bir yanından mutluluk, neşe haberleri almamız gerekirken, biz bu kutlamaları engellemeye çalışan siyasi görüşün haberlerini alıyoruz. Karşıt siyasi görüş de Cumhuriyet bayramı kutlamalarını sahiplenip ortalığın daha da gerilmesini sağlıyor. Bu siyasi görüşlere sesleniyorum; Şunu bilin, Cumhuriyet bayramı ne sahiplenmeye çalışan siyasi görüşün ne de kutlamaları kısıtlamaya çalışan siyasi görüşün bayramıdır. Cumhuriyet bayramı bu ülkenin kurulması için cephelerde canını düşünmeden savaşan ve şehit olan askerlerimizin, onlara kendi istekleriyle yardımcı olan vatandaşların bayramıdır. Yani dedelerimizin, ninelerimizin bayramı. Yani tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bayramı. O yüzden Cumhuriyet bayramımızı rahat bırakın!

Yazmak istediğim bir çok şey daha var ama o konulara bir başka yazıda değinirim.

Kalın sağlıcakla.

What's this?

You are currently reading Türkiye'deki Kutuplaşmalar at Kendi Haline Karalamaca...

meta

§ Leave a Reply