Archive for Şubat 2011

Alt'ın Üst Olması

17 Şubat 2011 Perşembe § 0

Bugün öğrendim ki benden sonra üni'ye giren arkadaşım benden önce mezun oluyor. Psikolojim nasıl bozuldu bir bilseniz. Okula, derslere söve söve bir hal oldum.

Korkuyorum ki kardeşim de üni'ye girip benden önce mezun olacak.

Bu konuda çok yazmak istiyorum fakat burada kessem iyi olacak. Yoksa güzel Türkçe'mizin naçizane örneklerini sıralamaya başlayacağım...

Ah Şu Eski Zamanlar

9 Şubat 2011 Çarşamba § 0

Dün bir arkadaşımla telefonda konuşurken bana şöyle bir soru sordu "Oturduğun mahallede dışarıda oynayan çocuk gördün mü?" Odamın penceresinden dışarıya baktım, hiç çocuk sesi gelmiyordu.

Halbuki bizim zamanımızda böyle miydi? Okuldan gelip dışarıya çıkmak için can atardım. Mahallede maç yapmaya, arkadaşlarla muhabbet etmeye, avare avare gezmeye, akla gelen mantıklı/mantıksız her fikri uygulamaya bayılırdık. Hele ki akşam karanlığında saklambaç oynamak bir başkaydı.

Mahalledeki çoğu insanı tanırdım. Muhabbetim olsun olmasın kimin nerede oturduğunu bilirdim. Arkadaşların annelerinin gün içinde mahalledeki tüm çocukları yemeğe çağırdığı olurdu. Utana sıkıla gidilen yemekler, üstündeki utangaçlık atıldıktan sonra eğlenceye dönerdi.

Daha çocuk yaşımızda arkadaşın bana "annenden para al sinemaya gidelim" dediğini hatırlıyorum. Filmi bile hatırlıyorum, Oyuncak Hikayesi 2'ydi.

Ya yaptığımız mahalle maçlarına ne demeli?

Mahalledeki çocuklarla bir aradayken birisi koşarak ve bağırarak gelir "heyyy arka mahalle caminin önünde maç yapalım diyor, haydi gidelim" hemen koşarak caminin önüne gidilmeye başlanır. Tabi bu arada kaleci kim olacak kavgası, ilerde kim olacak kavgası yapılır. Rakip takımla karşılaşılınca son maçta galip gelindiyse o yüzlerine vurulur. Eğer son maçta mağlup olunmuşsa eski farklı galibiyetler hatırlatılarak durum eşitlenmeye çalışılır.

Muhabbetten sonra maça geçilir. önce topla kimin başlayacağını seçilmek için "yaş mı kuru mu" yapılır. top seçildikten sonra maça başlanır. Maç içinde hakem olmadığından yapılan fauller dünyada eşi benzeri olunmayacak şekilde müzakere ile çözüme ulaştırılır. Atılan gollerin en büyük tartışması kale ağları olmadığından kalecinin belini veya boyunu geçti tartışması olur. İki taraf dünyanın en büyük meselesi gibi birbirini ikna etmeye çalışır. Gerçi nasıl büyük mesele olmasın o yaşlarda rakip mahalleye gol atmanın zevki hiç birşeye değişilmeyecek 3-4 şeyden biriydi.
Maç bittikten sonra kazanan mahalle kendi içinde galibiyeti kutlar, kaybeden mahalle de kimin hataları yüzünden kaybedildiyse o kişiyi suçlar.

Şimdiki çocuklar bunları yapmayarak çok şey kaybediyor...